Facebook Takip edebilirsiniz

30 Haziran 2011 Perşembe

Vergi ziyaı ve vergi ziyaı cezası

Vergi ziyaı, mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesini veya eksik tahakkuk ettirilmesini ifade eder.
Şahsi, medeni haller veya aile durumu hakkında gerçeğe aykırı beyanlar ile veya sair suretlerle verginin noksan tahakkuk ettirilmesine veya haksız yere geri verilmesine sebebiyet vermek de vergi ziyaı hükmündedir.

Tek ortaklı anonim ve limited şirketler

Bilindiği üzere 6102 Sayılı "Türk Ticaret Kanunu" ile 6103 Sayılı "Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun" 14 Şubat 2011 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanmıştır.

Yeni Türk Ticaret Kanunu, Türkiye Muhasebe Standartları'nın uygulanması ile internet sitesi kurma zorunluluğuna ilişkin hükümler hariç olmak üzere, 01 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girecektir.

Şirket ortağına ait işyeri bedelsiz olarak kullanıldığında stopaj yapmak gerekir mi?

 
Uygulama şirketlerin işyeri olarak ortak veya ortaklara ait konutlarını ve/veya iş yerlerini bedelsiz olarak kullandıklarında ne tür işlemler yapılacağı, bu bedelsiz kullanım için emsal kira bedeli hesaplanıp hesaplanmayacağı ve bu hesaplanan emsal kira bedeli üzerinden gelir vergisi kesintisi yapılıp yapılmayacağı tartışmalara ve duraksamalara neden olmaktadır.

Grup şirketlerine kullandırılan kredilerde örtülü sermaye ve kazanç konusu


Soru: Grup şirketlerine kullandırılan kredilerde örtülü sermaye ve kazanç konusu
Cevap: Grup şirketlerine kullandırılan kredilerde en çok tereddüt yaşanan konulardan biri de örtülü sermaye olarak konunun değerlendirilip değerlendirilemeyeceğidir. Konuyu öncelikle Kurumlar Vergisi açısından ele almamız gerekir. 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 13/6-b bendinde;

GİB DUYURU


BASIN DUYURUSU
6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması Hakkında Kanuna göre mükellefler tarafından yapılacak başvuru ve ödemeler nedeniyle Vergi Dairelerinde meydana gelmesi muhtemel sıkışıklığın önlenmesi ve mükelleflere kolaylık sağlanması amacıyla 30 Haziran 2011 Perşembe günü saat 21:00’e kadar tüm Vergi Daireleri açık bulundurulacaktır.
Kamuoyuna Duyurulur.


twitter.com/vergivekanunla
http://vergikanunhaberleri.blogspot.com/

Borç yapılandırma başvurusu için ek süre!



Gelir İdaresi Başkanlığı, 'bazı alacakların yeniden yapılandırılması hakkındaki kanun'dan işlem hatası nedeniyle faydalanamayan vatandaşlara ikinci bir hak daha tanıdı.

Gelir İdaresi Başkanı Mehmet Kilci imzasıyla vergi dairesi başkanlıkları ve valiliklere gönderilen iç genelgede, borç

Mali tatil yarın başlıyor

Mali tatil yarın başlıyor


20 Temmuz 2011 Çarşamba akşamına kadar devam edecek olan Mali Tatil yarın başlıyor.
 5604 sayılı Mali Tatil İhdas Edilmesi Hakkında Kanuna göre,

Stok Yönetimi

Stok Yönetimi

I.STOK

İşletme Sermayesi denildiğinde aklımıza gelen en önemli kavramlar dan  biri de ‘Stok’ kavramıdır. Konuya ilişkin olmak üzere İşletme sahip ve yöneticilerinden Meslek mensuplarına kadar her kesimi ilgilendirmektedir.
Stok nedir? Türk Dil Kurumu na göre;

stok    İng. stock

a.  1. Yığılım.
2. ekon. ve tic. Yığımlık.

Güncel Türkçe Sözlük

stok   İng. stock

Firmaların üretim ya da satışlarındaki beklenmedik dalgalanmaları karşılayabilmek için tuttukları veya satamadığı mamul, yarı mamul ve hammadde.

BSTS / İktisat Terimleri Sözlüğü 2004

Genel olarak bakıldığında ise, paraya dönüşme açısından en zayıf kavramdır. İşletmelerin faaliyet’leri   ile doğrudan ilgili olup, bu faaliyetlere göre değişmektedirler.

Ayrıca rekabet yoğun ortamlarda ise stok yönetimi oldukça önemlidir. Bazı işletmelerin muhasebe sistemlerinde stoklara yer verilmemesi ya da ihtiyaç duyulmaması kesinlikle kabul edilemez. Mamullere ilişkin olmasa bile girdilerin varlığı bu yönde oldukça önemlidir. Örneğin Elektrik üretimi vb.

II.6111 SAYILI KANUNLA İHDAS EDİLEN STOK AFFI VE KAYIT DÜZELTMELERİ

İşletmeler de mevcut olduğu halde kayıtlarda yer almayan (faturasız olarak satın alınan) makine, teçhizat, demirbaş ve emtiaların, Kayıtlarda yer aldığı halde işletmede mevcut olmayan (faturasız olarak satılan) emtiaların, Kayıtlarda yer aldığı halde işletmede mevcut olmayan kasa mevcudu ile ortaklardan net alacakların beyan edilmek suretiyle yasal kayıtların gerçeğe uygun hale getirilmesi imkanı sağlanmaktadır.(1)Gelir İdaresi Başkanlığı
III.YENİ TÜRK TİCARET KANUNU

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 13/01/2011 tarihinde kabul edilmiş ve 14/02/2011 tarihli ve 27846 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

01/07/2012 tarihinde yürürlüğe girecek olan yeni Türk Ticaret Kanunu, ülkemiz ticari hayatı için önemli bir değişim sürecini başlatacak olması yanında, yönetim ve denetim alanlarında ciddi sonuçları da olacaktır.

Ortaklar ile yönetim kurulu üyeleri ve yakınlarının şirkete borçlanmalarının yasaklanması gibi yeni müesseseler getirilmektedir.

Borçlanma yasağına ilişkin düzenlemeler ile sermaye taahhüdü dahil, birçok iş ve işlemde ortaklarca şirket kasasının kullanımı, kişisel harcamaların bu kanaldan yapılması ve şirketten para çekilmesi engellenmektedir. Bu işlemlerin gerçekleştirilmesi cezai yaptırıma da bağlanmış bulunmaktadır. (Madde 358, 395 ve 562)

İşletmelere, ticari defterlerini tutarken ve finansal tablolarını düzenlerken Türkiye Finansal Raporlama Standartlarına (TMS/TFRS) uymak ve uygulamak zorunluluğu getirilmektedir.

Gerçek ve tüzel kişiler gerek ticari defterlerini tutarken gerekse bireysel ve konsolide finansal raporlarını düzenlerken Türkiye Finansal Raporlama Standartları (TMS/TFRS) ve standart yorumlarına (TFRSY) uymak ve uygulamak zorunda olacaklardır.

İşletmeler 01/01/2013 tarihli açılış bilançolarını Yeni Türk Ticaret Kanununa göre düzenlemek zorundadırlar.

Tacirler, 31/12/2012 tarihinde hazırlayacakları bilançolarını, TMS/TFRS’ye göre düzeltmek ve düzeltilmiş bilançolarını 01/01/2013 tarihinde açılış bilançosu olarak ticari defterlerine ve finansal tablolarına geçirmek zorundadırlar.

Bağımsız denetim hususunda önemli düzenlemeler getirmektedir.

“Denetçilik (murakıplık) organı” zorunlu olmaktan çıkarılmıştır. Yeni sistemde anonim ortaklıkların finansal denetimi, dış denetçiler tarafından gerçekleştirilecektir. Denetimden geçmemiş finansal tablolar ile yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu düzenlenmemiş sayılacaktır.

Bununla birlikte, 6111 sayılı kanun ile stok affından Kimler Yararlandı?

Bütün gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri uygulamadan yararlanabilecektir. Serbest meslek erbabı, ferdi ticari işletmeler, adi ortaklıklar, kollektif şirketler, adi komandit şirketler ile sermaye şirketleri, kooperatifler, iktisadi kamu müesseseleri, dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler ve iş ortaklıkları bu düzenlemeden yararlananlardır.
IV. SONUÇ

Stok çeşitleri işletmelerin faaliyetlerine göre değişir. Hizmet işletmeleri , üretim işletmelerinin Stok yapıları, birbirinden ve  kendi iç yapılarına , farklılıklarına göre değişiklikler gösterecek dir.

İşletmeler stoklarının uygun seviyede olmasını arzu eder ve stok düzeyini buna göre oluşturur. Maliyetlerin düzeyleri stok seviyeleri ile yakın ilişki içerir.

İşletme biliminde bilinir ki, stokların fiyatı, tedarik maliyeti, stokların bulundurma maliyeti önem arz eder ve bunlar matematiksel olarak formüle edilirler.

Bilindiği üzere, Stok yönetiminin amacı toplam stok maliyetinin düşük olması ve karlılıkla beraber stok düzeyinin korunmasıdır.

Kadir DODİ
Mali Müşavir-Denetçi
İşletme Yönetimi Bilim Uzm.

muhasebenet.net/

29 Haziran 2011 Çarşamba

Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 409)

409 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği Resmi Gazete’de Yayımlanmak Üzere Başbakanlığa Gönderildi. Resmi Gazete’de yayımlanmak üzere Başbakanlığa gönderilen 409 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 5 inci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca; ikmalen, re’sen veya idarece yapılan tarhiyatlar dolayısıyla kesinleşen vergi ve cezalar ile vadesi geçtiği halde ödenmemiş vergi ve cezaların açıklanmasına ilişkin hususlara yer verilmiştir.

Firmaya kesilen faturanın ortağın kredi kartıyla ödeyip ödemeyeceği ve fatura kesilen kişinin adına başka bir şahsın kredi kartıyla ödeme yapılıp yapılmayacağı


 

Soru: Firmaya kesilen faturanın ortağın kredi kartıyla ödeyip ödemeyeceği ve fatura kesilen kişinin adına başka bir şahsın kredi kartıyla ödeme yapılıp yapılmayacağı
Cevap: Kredi kartlarının genel işleyiş sisteminde, bankalar tarafından üye işyerlerine sözleşme karşılığı verilen pos ve imprenter cihazları, kredi kartı sahiplerinin üye işyerlerinden nakit kullanmaksızın mal ve hizmet alımını sağlamakta, bunun karşılığı olarak da üye işyerlerince kredi kartı hamillerine imprenter cihazları ile düzenlenen satış belgesi ve ödeme kaydedici cihazlar ile düzenlenen perakende satış vesikaları verilmektedir.
İmprenter cihazları ile düzenlenen satış belgelerinde, alıcının (kredi kartı sahibinin) adı, soyadı, kart numarası gibi kredi kartı bilgilerinin yanı sıra alıcının bizzat imzasının yer alması zorunlu olup, bu belgeler, ödeme karşılığında bir mal tesliminin veya hizmet ifasının bulunduğunu tevsik etmektedir. Öte yandan bankalar ile üye işyerleri arasında yapılan sözleşmeler gereği, söz konusu satış belgeleri ibraz edilmeksizin, banka tarafından işyerine herhangi bir ödeme yapılması söz konusu değildir.

Ayrıca, bankalar tarafından kurulan ve ortak kararların uygulanması için yol gösterici mahiyette bir kuruluş olan Bankalararası Kart Merkezi A.Ş tarafından belirlenen ve bu bankaları bağlayıcı nitelikte olan ortak hükümlerde; kart hamiline tahsis edilen kredi kartlarının (bankalar ile aralarında üye işyeri sözleşmesi olan) üye işyerlerindeki pos/imprinter cihazlarında sadece alış veriş amaçlı olarak kullanılabileceği ve üye işyeri ortak ve çalışanlarının nakit kredi sağlamak amacıyla kredi kartlarını üye işyerlerindeki pos/imprinter cihazlarında kullanmalarının kurallara aykırı bir uygulama olduğu ile bankaların bu şekilde amaç dışı bir kullanımı saptamaları durumunda ise, üye işyeri sözleşmelerini iptal etmeleri gerektiği, düzenlemelerine yer verilmiştir. Bankalar ile üye işyerleri arasında yapılan üye işyeri sözleşmeleri ile de “kredi kartlarının, üye işyeri ortak ve çalışanları veya üçüncü kişiler tarafından mal veya hizmet alımı dışındaki amaçlarla, üye işyerlerindeki pos/imprinter cihazlarında kullanımı” yasaklanmış bulunmaktadır.

Kredi kartlarının üye işyerlerindeki pos/imprinter cihazlarında kullanımı sonucu düzenlenen ve üzerinde “…………. Tutarında mal veya hizmeti teslim aldım “ ibaresinin yeraldığı satış belgelerinin (slip-alışveriş belgesi) kredi kartı hamilleri tarafından imzalanması, üye işyerlerince bu belgelerde yazılı tutar kadar malın teslim edildiğini veya hizmetin ifa edildiğini gösterdiğinden, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1. maddesiyle düzenlenen, Türkiye’de yapılan ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde ki teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabii olacağı, hükmüne istinaden teslim edilen malın veya yapılan hizmetin, katma değer vergisine tabi olması gerekmektedir. Eğer üye işyerleri tarafından satış belgelerinde gözüken durumun aksi , yani kredi kartlarının herhangi bir mal/hizmet teslimi/ifası olmadan üye işyerine veya kredi kartı hamillerine nakit temin etmek amacıyla işyerlerindeki pos/imprinter cihazlarında kullandırıldığı iddia ediliyorsa, bu iddianın; iktisadi,ticari ve teknik icaplara uymaması ve olayın özelliğine göre de normal ve mutat olmayan bir durum olması nedeniyle 213 Sayılı Vergi Usul Kanununun 3. maddesine göre iddia eden tarafından ispatlanması gerekmektedir. 

Yukarıda yer alan açıklamalar doğrultusunda;
-Kredi kartları, kredi kartı sahiplerinin üye işyerlerinden nakit kullanmaksızın mal ve hizmet alımını sağlamak amacıyla verilmiş olması nedeniyle, şirketler tarafından mal teslimi ve hizmet ifası karşılığında düzenlenen fatura tutarının, kredi kartı (gerek şahsa, gerekse de başkasına ait kartla ) kullanarak tahsil edilmesi durumunda yeni bir mal teslimi ve hizmet ifası olarak kabul edilerek slip tutarı kadar tekrar fatura düzenlenmesi gerekmektedir.

-Örneğin bir şirkete yapılan mal teslimi ve hizmet ifaları sonucunda şirket adına düzenlenen fatura tutarına ilişkin ödemenin, şirket ortaklarının şahsi kredi kartlarının kullanılması suretiyle yapılması durumunda yeni bir mal teslimi ve hizmet ifası olarak kabul edilerek slip tutarı kadar ortağa tekrar fatura düzenlenmesi gerekmektedir.(Burada birçok meslek mensunu ortağı borçlandırarak bir başka deyişle 331 hesabı alacaklandırarak kayıt yapılması gerektiğini ve dolayısıyla ortağa fatura düzenlenmemesi gerektiğini belirtmektedir. Oysa bu durum Bankalararası Kart Merkezi A.Ş. nin belirlediği ve bankaları bağlayıcı olan hükümlere tamamen aykırıdır. Dolayısıyla ortağın ödediği kredi kartı borcunda ortağa tekrardan slip tutarı kadar fatura düzenlenmesi gerekmektedir. Maliyenin verdiği özelgelerde bizim görüşümüzü desteklemektedir)

-Yine firmanın yaptığı mal teslimi ve hizmet ifaları karşılığında faturası önceden düzenlenen ve bedelin bir kısmı ödenmiş olan faturanın kalan kısmının daha sonra müşterilere ait kredi kartlarından tahsil edilmesi durumunda yapılan bu işlemin yeni bir mal teslimi veya hizmet ifası olarak kabul edilerek pos/imprinter cihazlarından alınan (slip) veya alış veriş tutanağında yazılı miktar kadar 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229 ve müteakip maddelerinde yazılı belgelerin düzenlenmesi gerekmektedir.

Koray ATEŞ
SMMM-E. Öğretim Görevlisi
Akdeniz Denetim YMM Ltd.Şti.
Fax:0224 224 53 54
korayates@muhasebetr.com

twitter.com/vergivekanunla
http://vergikanunhaberleri.blogspot.com/

Mükellefin internet sitesinin tabi olacağı faydalı ömür ve amortisman oranı


 
T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

MÜKELLEF HİZMETLERİ GRUP MÜDÜRLÜĞÜ

Sayı :  B.07.1.GİB.4.99.16.01.0-VUK-315-30     20/05/2011 - ………

Konu :  Mükellefin ... internet sitesinin tabi olacağı faydalı ömür ve amortisman oranı

………………………………………

………………………………………………………………

İlgi : …………………. tarihli dilekçeniz


İlgide kayıtlı dilekçeniz ile....'nin diğer ülkelerde bulunan şirketleri için kullanmış olduğu internet sitesinin… ..şirketi tarafından Türkiye'ye uyarlandığı ve ……..'nin mülkiyetinde olacak "www…………………….com" isimli internet sitesinin hazırlanmış olduğu, bununla birlikte söz konusu web tasarımına ilişkin faturanın……mukimi şirket tarafından firmanız adına düzenlenmiş olduğu belirtilerek;

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununda internet sitesinin gayrimaddi hak tanımında yer almadığı ve 213 Sayılı Vergi Usul Kanununun amortisman hükümlerine ilişkin tebliğlerinde internet sitesinin faydalı ömrü ve amortisman oranına ilişkin herhangi bir oran belirtilmediğinden bahisle hazırlanan bu internet sitesinin faydalı ömrü ve amortisman oranı hakkında Başkanlığımızdan görüş talep edilmektedir.

1. Amortismana mı tabi tutulacak gider mi olacak?

213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 313'üncü maddesinde, işletmede bir yıldan fazla kullanılan ve yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunan gayrimenkullerle 269 uncu madde gereğince gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetlerin alet, edavat, mefruşat, demirbaş ve sinema filmlerinin birinci kısımdaki esaslara göre tespit edilen değerinin bu Kanun hükümlerine göre yok edilmesinin amortisman mevzuunu teşkil edeceği belirtilmiştir.

Aynı kanunun 5024 Sayılı Kanun'la değişen 315'inci maddesinde, mükelleflerin amortismana tabi iktisadi kıymetlerini Maliye Bakanlığı'nın tespit ve ilan edeceği oranlar üzerinden itfa edecekleri ve ilan edilecek oranların tespitinde iktisadi kıymetlerin faydalı ömürlerinin dikkate alınacağı hükme bağlanmıştır.

Bahsi geçen maddenin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden, amortismana tabi iktisadi kıymetler için uygulanacak "Faydalı Ömür ve Amortisman Oranları" tespit edilmiş ve bu oranlar 339, 365, 389 ve 399 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu genel tebliğleri ile değişik 333 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği eki liste ile açıklanmıştır.

İşletmelere ait web sitelerinin tanıtım amaçlı veya ticari amaçlı olarak kullanılması mümkün olup web sitesinin tasarımına ilişkin harcamaların; eğer web sitesi işletme bakımından gelir yaratıcı bir işleve sahipse (internet üzerinden satış, sipariş, ödeme yapılması vb. özellikleri varsa) kanunun 313'üncü maddesinde belirlenmiş olan limiti aşmaları halinde aktifleştirilerek 339, 365, 389 ve 399 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu genel tebliğleri ile değişik 333 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği eki listenin 4.3. Bilgisayar Yazılımları sınıflandırması uyarınca 3 yılda ve %33.33 amortisman oranı ile itfa edilmesi gerekmektedir. Diğer taraftan, web sitesi sadece işletmenin tanıtımına yönelik olarak kullanılmakta ve herhangi bir gelir getirici işleve sahip bulunmamakta ise aktifleştirilmeyip doğrudan gider yazılması mümkün bulunmaktadır.

2. Yabancı şirkete yapılacak ödeme stopaja tabi mi?

Diğer taraftan, ………………. mukimi şirket tarafından elde edilen kazanç, serbest meslek kazancı niteliğinde olup, Türkiye - ………………….. Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması'nın "Serbest Meslek Faaliyetleri" düzenleyen 14'üncü maddesinin 2'nci fıkrası kapsamında, …………………. mukimi bir teşebbüsün Türkiye'ye gelmeksizin ………………….'da icra edeceği serbest meslek faaliyetleri veya benzer nitelikteki diğer faaliyetler dolayısıyla elde edeceği geliri vergileme hakkı yalnız …………………..'ya ait bulunmaktadır. Eğer ………………. mukimi şirketin bu faaliyetleri Türkiye'de bir işyeri vasıtasıyla icra etmesi veya Türkiye'de 12 aylık herhangi bir kesintisiz dönemde toplam 183 günden fazla sürede icra etmesi halinde Türkiye'nin de bu gelirleri vergileme hakkı doğmaktadır.

……………… mukimi teşebbüsün Türkiye'de icra edeceği serbest meslek faaliyeti, bu teşebbüsün personelleri vasıtasıyla Türkiye'de yapacakları serbest meslek faaliyetlerini ifade etmekte olup, personellerin Türkiye'ye gelmeksizin icra edecekleri serbest meslek faaliyetlerine ilişkin olarak ……………… mukimi teşebbüse yapılacak ödemeler üzerinden vergi tevkifatı yapılmayacaktır.

Faaliyetin Türkiye'de icra edilmesi durumunda ise, yaptıkları serbest meslek ödemeleri üzerinden vergi tevkifatı yapmak zorunda olan vergi sorumluları, tevkifat yükümlülüğünün doğduğu sırada, istihkak sahibi teşebbüsün faaliyet icrası amacıyla Türkiye'de herhangi bir kesintisiz 12 aylık dönemde 183 günü aşan bir süre kalıp kalmama durumunu bilemeyeceğinden Türkiye'de faaliyet icrası için kalınan süreye bakılmaksızın söz konusu ödemeler üzerinden vergi tevkifatını yapmak durumundadırlar.

Kendilerine yapılan ödemelerden vergi tevkifatı yapılan teşebbüsler, Anlaşma hükümleri çerçevesinde bu ödemelerin Türkiye'de vergilendirilmemesinin gerektiği durumlarda, bizzat veya vekilleri vasıtasıyla, tevkif edilen vergilerin iadesi için ilgili vergi dairesine başvurabileceklerdir.

01.01.2006 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 3'üncü maddesinin ikinci fıkrasında; birinci maddede yazılı kurumlardan kanuni ve iş merkezlerinden her ikisi de Türkiye içinde bulunmayanların, yalnız Türkiye'de elde ettikleri kazançları üzerinden vergilendirileceği hükme bağlanmış, üçüncü fıkrasında ise dar mükellefiyet mevzuuna giren kurum kazancının hangi kazanç ve iratlardan oluştuğu belirtilmiştir. Anılan maddenin 3'üncü fıkrasının (c) bendinde de, Türkiye'de elde edilen serbest meslek kazançlarının, dar mükellefiyet konusuna giren kurum kazancı olarak vergilendirileceği hükme bağlanmıştır.

Aynı kanunun 30'uncu maddesinde, dar mükellefiyete tabi kurumların maddede bentler halinde sayılan kazanç ve iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslar da dahil olmak üzere nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı hükmüne yer verilmiş olup maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde serbest meslek kazançlarından kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı hükme bağlanmıştır. Vergi kesintisi oranı da, 2009/14593 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca 03.02.2009 tarihinden itibaren %20 olarak belirlenmiştir.

Buna göre, şirketinizin mülkiyetinde olan "www………………………com" isimli internet sitesinin hazırlanması amacıyla yaptığınız ödemelerin serbest meslek ödemesi olarak değerlendirilmesi ve 5520 Sayılı Kanun'un 30/1-b maddesi uyarınca %20 oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Mehmet KIYAK

Grup Müdürü

Sorumluluk Muhasebesi ve Kâr Merkezleri

Sorumluluk Muhasebesi ve Kâr Merkezleri

Günümüzde işletmeler ulusal ve uluslararası yoğun rekabet ortamında bulunmakta,  dağınık bir coğrafya üzerinde değişik ürünleri ayrı ayrı fabrikalarda üreterek satmaktadırlar.

1975’li yıllardan sonra işletmeler (sanayi şirketleri) çeşitli mali teşvikler, pazara yakınlığı, üretimde çalışacak işçiyi kolay bulma, nakliye kolaylığı, v.b. gibi nedenlerle, tek ürün tek fabrika prensibinden hareket ederek her ürün için farklı coğrafyalarda, ayrı fabrikalar kurmayı tercih etmişlerdir.

Firmaya kesilen faturanın ortağın kredi kartıyla ödeyip ödemeyeceği ve fatura kesilen kişinin adına başka bir şahsın kredi kartıyla ödeme yapılıp yapılmayacağı


 

Soru: Firmaya kesilen faturanın ortağın kredi kartıyla ödeyip ödemeyeceği ve fatura kesilen kişinin adına başka bir şahsın kredi kartıyla ödeme yapılıp yapılmayacağı
Cevap: Kredi kartlarının genel işleyiş sisteminde, bankalar tarafından üye işyerlerine sözleşme karşılığı verilen pos ve imprenter cihazları, kredi kartı sahiplerinin üye işyerlerinden nakit kullanmaksızın mal ve hizmet alımını sağlamakta, bunun karşılığı olarak da üye işyerlerince kredi kartı hamillerine imprenter cihazları ile düzenlenen satış belgesi ve ödeme kaydedici cihazlar ile düzenlenen perakende satış vesikaları verilmektedir.

Bazı Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Karar (BKK 2011/1854)



29 Haziran 2011
Resmi Gazete
Sayı: 27979
 
Karar Sayısı : 2011/1854
 
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü ve geçici 67 nci maddelerinde ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci ve 30 uncu maddelerinde yer alan tevkifat oranları ile 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 33 üncü maddesinde yer alan banka ve sigorta muameleleri vergisi nispetleri hakkındaki ekli Kararın yürürlüğe konulması; Maliye Bakanlığının 22/4/2011 tarihli ve 39869 sayılı yazısı üzerine, adı geçen Kanunların anılan maddelerine göre, Bakanlar Kurulu’nca 26/4/2011 tarihinde kararlaştırılmıştır.

Mücbir Sebep

Vergi Usul Kanunu 13’ncü maddesinde yapılan düzenlemelerle bazı özel hallerin mevcudiyeti mücbir sebep sayılmış 

ve bu hallerin mevcudiyeti halinde vergi ödevleri ile ilgili sürelerin işlemeyeceği ve ayrıca ceza kesilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.

Buna göre aşağıdaki haller vergi uygulaması açısından mücbir sebep sayılır.

İstihdam teşvikinde ortalamayı tutturmak şart!

Torba Kanun olarak bilinen 6111 Sayılı Kanun'la, özel sektör işyerleri için yeni bir ilave istihdam teşviki getirilmiştir.

Buna göre; 31/12/2015 tarihine kadar işe alınan sigortalılar için 1/3/2011 tarihinden itibaren özel sektör işverenlerince işe alınan ve fiilen çalıştırılanların; işe alındıkları tarihten önceki altı aya ilişkin SGK'ya verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde kayıtlı sigortalılar dışında olmaları, aynı döneme ilişkin işe alındıkları işyerinden bildirilen prim ve hizmet belgelerindeki sigortalı sayısının ortalamasına ilave olmaları ve diğer koşulları da sağlamak kaydıyla, prime esas kazançları üzerinden hesaplanan sigorta primlerinin işveren hisselerine ait

Yabancı Para İle Olan Alacak ve Borçların Kur Farklarının Tespiti ve Muhasebe Kaydı

Maliye Bakanlığı her dönem sonunda yabancı paralar için değerlemeye esas alınacak kurları ilan etmektedir.
Yabancı para ile olan borç ve alacakların Maliye Bakanlığı’nca ilan edilen bu kurlar ile değerlenerek tespit edilen dönem sonu değerleri ile kayıtlı değerleri arasındaki farklar, kur farkı geliri veya gideri olarak kaydedilecektir.

Yapılan değerleme sonucunda lehe olan kur farkları “646-Kambiyo Karları” ve aleyhe olan kur farkları da “656-Kambiyo Zararları” hesabına kaydedilecektir.

Muhasebe sistemi uygulama genel tebliğinde bu hesaplar ve işleyişlerine ilişkin olarak aşağıdaki açıklamalar yapılmıştır.

KOBİ TFRS’ye Kimler Tabi?

01 Kasım 2010 tarihinde yayınlanan KOBİ TFRS Standardı’na göre;

- Kamuya hesap verme yükümlülüğü bulunmayan ve
- Dış kullanıcılar için genel amaçlı finansal tablo hazırlayan işletmeler
Küçük ve orta büyüklükteki işletme olarak tanımlanmıştır.

Peki Kamuya hesap verme yükümlülüğü nedir?  ve Genel amaçlı finansal tablo kimler için hazırlanır?

28 Haziran 2011 Salı

Özel hesap dönemi kapanışı yapıldıktan sonra faturalarına ait KDV’nin masraf yazılıp yazılamayacağı

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI



TARİH : 25/01/2006

SAYI : KDV.MUK.B.07.1.GİB.4.34.17.01.29./431

KONU :  Özel hesap dönemi kapanışı yapıldıktan sonra

faturalarına ait KDV’nin masraf yazılıp yazılamayacağı,

......................

İlgi dilekçenizde, ...................... özel hesap dönemine sahip şirketinize kesilen ......................dönemine ait faturaların ......................KDV beyannamesi verildikten sonra şirketinize ulaşması nedeniyle tarafınızca ödenen KDV’nin gider olarak kabul edilip edilmeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

3065 sayılı KDV Kanunu’nun 29/1. maddesinde mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV’nden, bu kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisi’ni indirebilecekleri, 34/1. maddesinde

ise yurtiçinden sağlanan veya ithal edilen mal ve hizmetlere ait KDV’nin, alış faturası veya benzeri vesikalar üzerinden ayrıca gösterilmek ve kanuni defterlere kaydedilmek suretiyle indirilebileceği hüküm altına alınmıştır.

Diğer taraftan, 29/3. maddesi gereğince indirim hakkı, vergiyi doğuran olayın meydana geldiği takvim yılı aşılmamak şartıyla ilgili vesikaların kanuni defterlere kayıt edildiği vergilendirme döneminde kullanılabilir.

Konuya ilişkin olarak yayımlanan 23 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nin, “Vergi İndirimi” başlıklı bölümünde indirim zamanı indirim hakkının vergiyi doğuran olayın vuk’u bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla ilgili vesikaların kanuni defterlere kayıt edildiği vergilendirme döneminde kullanılabileceği hükme bağlanmıştır.

Bu açıklamalara göre, indirime konu verginin fatura ve benzeri belgelerde ayrıca gösterilmesini ve alış belgelerinin yasal defterlere kaydedilmiş olmasını, vergiyi doğuran olayın meydana geldiği takvim yılı’nın aşılmaması gerekmektedir.

KDV Kanunu’nun 58. maddesinde; “Mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisi ile mükellefçe indirilebilecek

katma değer vergisi, gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak kabul edilmez.” hükmü yer almaktadır.

Diğer taraftan, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 174. maddesinde “Defterler hesap dönemi itibariyle tutulur. Kayıtlar her hesap dönemi sonunda kapatılır ve ertesi dönem başında yeniden açılır. Hesap dönemi normal olarak takvim yılıdır.

Şu kadar ki, takvim yılı dönemi faaliyet ve muamelelerinin mahiyetine uygun bulunmayanlar için, bunların müracaatı üzerine Maliye Bakanlığı’nca 12’şer aylık özel hesap dönemleri belli edilir.

Bu maddeye göre özel hesap dönemi tayin edilenlerden ticari ve zırai kazançları hesap dönemlerinin kapandığı takvim yılının kazancı sayılır”

hükmü yer almaktadır.

Buna göre, ...................... dönemine ilişkin olarak düzenlenen, ancak gecikme nedeniyle ...................... dönemi beyannamesi verildikten (özel hesap dönemi kapandıktan sonra) sonra gelen satıcı faturalarının takvim yılı aşılmış olması nedeniyle indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.

Ancak, yeni hesap döneminde kayıtlara intikal ettirilmiş olması halinde bu dönem kurumlar vergisinin tespiti yönünden mahiyetine göre gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Özel hesap dönemi kapanışı yapıldıktan sonra faturalarına ait KDV’nin masraf yazılıp yazılamayacağı

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi

Grup Müdürlüğü)

TARİH : 25/01/2006

SAYI : KDV.MUK.B.07.1.GİB.4.34.17.01.29./431

KONU : Özel hesap dönemi kapanışı yapıldıktan sonra

faturalarına ait KDV’nin masraf yazılıp yazılamayacağı,

......................

İlgi dilekçenizde, ...................... özel hesap dönemine sahip şirketinize kesilen ......................dönemine ait faturaların ......................KDV beyannamesi verildikten sonra şirketinize ulaşması nedeniyle tarafınızca ödenen KDV’nin gider olarak kabul edilip edilmeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

3065 sayılı KDV Kanunu’nun 29/1. maddesinde mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV’nden, bu kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisi’ni indirebilecekleri, 34/1. maddesinde

ise yurtiçinden sağlanan veya ithal edilen mal ve hizmetlere ait KDV’nin, alış faturası veya benzeri vesikalar üzerinden ayrıca gösterilmek ve kanuni defterlere kaydedilmek suretiyle indirilebileceği hüküm altına alınmıştır.

Diğer taraftan, 29/3. maddesi gereğince indirim hakkı, vergiyi doğuran olayın meydana geldiği takvim yılı aşılmamak şartıyla ilgili vesikaların kanuni defterlere kayıt edildiği vergilendirme döneminde kullanılabilir.

Konuya ilişkin olarak yayımlanan 23 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nin, “Vergi İndirimi” başlıklı bölümünde indirim zamanı indirim hakkının vergiyi doğuran olayın vuk’u bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla ilgili vesikaların kanuni defterlere kayıt edildiği vergilendirme döneminde kullanılabileceği hükme bağlanmıştır.

Bu açıklamalara göre, indirime konu verginin fatura ve benzeri belgelerde ayrıca gösterilmesini ve alış belgelerinin yasal defterlere kaydedilmiş olmasını, vergiyi doğuran olayın meydana geldiği takvim yılı’nın aşılmaması gerekmektedir.

KDV Kanunu’nun 58. maddesinde; “Mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisi ile mükellefçe indirilebilecek

katma değer vergisi, gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak kabul edilmez.” hükmü yer almaktadır.

Diğer taraftan, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 174. maddesinde “Defterler hesap dönemi itibariyle tutulur. Kayıtlar her hesap dönemi sonunda kapatılır ve ertesi dönem başında yeniden açılır. Hesap dönemi normal olarak takvim yılıdır.

Şu kadar ki, takvim yılı dönemi faaliyet ve muamelelerinin mahiyetine uygun bulunmayanlar için, bunların müracaatı üzerine Maliye Bakanlığı’nca 12’şer aylık özel hesap dönemleri belli edilir.

Bu maddeye göre özel hesap dönemi tayin edilenlerden ticari ve zırai kazançları hesap dönemlerinin kapandığı takvim yılının kazancı sayılır”

hükmü yer almaktadır.

Buna göre, ...................... dönemine ilişkin olarak düzenlenen, ancak gecikme nedeniyle ...................... dönemi beyannamesi verildikten (özel hesap dönemi kapandıktan sonra) sonra gelen satıcı faturalarının takvim yılı aşılmış olması nedeniyle indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.

Ancak, yeni hesap döneminde kayıtlara intikal ettirilmiş olması halinde bu dönem kurumlar vergisinin tespiti yönünden mahiyetine göre gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Yeni Türk Ticaret Yasası stok affı ilişkisi

Yeni Türk Ticaret Yasası bazı hükümleri hariç 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girecek. Söz konusu yasa, ülkemiz ticari hayatı için önemli bir değişim sürecini başlatacak olması yanında, özellikle yönetim ve denetim alanlarında ciddi sonuçlar doğurabilecek düzenlemeleri içermektedir. Bu bağlamda da;

'Vergi levhasında otomatik ceza söz konusu değil'


"2 milyon esnaf ve sanatkâra 'vergi levhası' cezası kapıda" başlıklı haberlere ilişkin Maliye'den açıklama geldi. 
Image 
Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) yetkilileri 30 Haziran'a kadar vergi levhasını almayan tüm mükelleflere 170 lira özel usulsüzlük cezası kesilmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını kaydetti.

Kat karşılığı inşaatlarda, Arsa sahibine verilen arsalarda Fatura düzeni

İlgi dilekçenizde; kat karşılığı daire inşaatı işi ile iştigal ettiğinizi belirterek, arsa sahibine verdiğiniz daireler karşılığında fatura düzeni ve arsa maliyet bedelinin kayıtlarınıza ne şekilde intikal ettireceğiniz konularında tereddüte düşüldüğü belirtilmektedir. 

AYNI ANDA YARARLANILABİLECEK PRİM TEŞVİKLERİ- AYNI ANDA YARARLANILAMAYACAK PRİM TEŞVİKLERİ

İşveren, çifte prim desteğiyle sevindi 
Ülkemizde yıllardır yatırımların ve istihdamın artırılması, işsizliğin azaltılması, kayıt dışı istihdamın önlemesi, düzenli prim tahsilatının sağlanması için çeşitli kaynaklardan finanse edilen ve işverenin de prim yükünü azaltan birden fazla istihdam teşviki uygulanıyor.

Ancak yakın zamana kadar, aynı andan birden fazla teşvikten yararlanılamıyordu. İşverenler durumlarına uyan teşviklerden sadece birini tercih etmek durumundaydılar. 6111 sayılı Torba Kanun'la yapılan değişikliklerle, çeşitli Kanunlarla sağlanan teşviklerden aynı anda yararlanılmasına olanak sağlandı.
Buna göre, beş puanlık prim desteğinden yararlanan işveren, diğer kanunlarla sağlanan sigorta prim desteklerinden aynı dönem için ve mükerrer olarak yararlanabilecek. Ancak bu imkan diğer kanunlarla sağlanan desteklerin tümünü kapsamıyor.

Hatalı kesilen Ö.K.C fişlerinde nasıl bir düzeltme işlemi yapılacaktır?


Soru: Hatalı kesilen Ö.K.C fişlerinde nasıl bir düzeltme işlemi yapılacaktır?
Cevap: Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanma Mecburiyeti Hakkında 3100 sayılı Kanuna göre kullanılan ödeme kaydedici cihazların hasılat fişlerindeki toplamları kaydetmeye ve saklamaya tahsis edilmiş mali hafızalarına kaydedilen bilgilerin silinmez ve değiştirilemez özellikte olması sebebiyle hatalı düzenlenen fişlerle ilgili olarak cihazların hafızalarına herhangi bir müdahalede bulunulmayacaktır.

Kriz değil istihdam tehditi!

Son 6 yıllık süreçte Türkiye ekonomisinin makro göstergeleri hem geçmiş yıllarla hem de diğer büyük ekonomilerle kıyaslandığında oldukça önemli iyileşmeler göstermekle birlikte, işsizlik oranının belli bir eşiğin altına düşürülememesi ve cari açık sorununun artarak devam etmesi, genel iyileşmeyi gölgeleyen iki unsur olarak dikkat çekiyor.

Kobi’ler Ve Finansman Kaynakları

KOBİ (Küçük ve Orta ölçekli işletme) deyimi, daha çok ekonomik bir anlam taşımaktadır. Dolayısıyla farklı ekonomik yapıya sahip farklı ülkelerde, KOBİ’leri belirleyici ölçütlerde değişmektedir. Bu ölçütlerin başında çalışan işçi sayısı,ciro,sermaye gibi nicel ölçütler yer almaktadır.Genel olarak belirleyici ölçüt çalışan işçi sayısı olmakla beraber,ülkemizde net olmasa da 1 ila 50 işçi çalıştıran işletmeler küçük ölçekli,51 ila 200 arasında işçi çalıştıran işletmeler orta ölçekli,200’den çok işçi çalıştıran işletmeleri ise büyük ölçekli işletme olarak tanımlamak mümkündür.

Gerçek kişiden alınan otomobil için gider pusulası düzenlenecek mi? (özelge)

Uygulamada sıkça karşılaşılan ve duraksamalara neden olan konulardan bir tanesi de nihai tüketiciden, vergi mükellefi olmayan gerçek kişiden alınan otomobil makine ve benzeri nitelikteki kıymetler için gider pusulası düzenlenip düzenlenmeyeceği, düzenlenecekse bu gider pusulasında gelir vergisi stopajı yapılıp yapılmayacağıdır.

Şirket tarafından nihai tüketiciden alınan otomobil, makine ve benzeri nitelikteki kıymetler için gider pusulası düzenlenmesi ancak tevkifat yapılmaması gerekir. Nitekim konuya ilişkin Maliye Bakanlığı tarafından verilen iki adet özelgede de bu görüş belirtilmiştir.Söz konusu özelgelerin özeti aşağıdaki gibidir.

Müşteri Bildirim Listesi gönderimi için son 2 gün!

Müşteri Bildirim Listesi gönderimi için son 2 gün!
ISMMMO'da işlemlerin bir kısmı bildiğiniz üzere internet üzerinden gerçekleştirilmektedir. Bu kapsamda 2010 yılında yeni bir uygulamayı hayata geçirilmiş durumdadır. Müşteri Bildirim listelerinin elektronik ortamda gönderilmesi.
Çalışma Usul ve Esasları hakkındaki Yönetmeliğin 20.maddesi gereğince, Meslek mensupları hizmet verdikleri müşterilerinin listelerini kayıtlı oldukları odalara 6 ayda bir matbu form ile bildirmek zorundadırlar. Aksi takdirde Disiplin Yönetmeliğinin 5/f maddesi gereğince işlem yapılacaktır.

27 Haziran 2011 Pazartesi

2011/5 Seri Nolu Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması Hakkında 6111 Sayılı Kanun İç Genelgesi

 
2011/5 Seri Nolu Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması Hakkında 6111 Sayılı Kanun İç Genelgesi Yayınlandı. 2011/5 seri nolu Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması Hakkında 6111 Sayılı Kanun İç Genelgesinde; 6111 sayılı Kanunun uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemek amacıyla yayımlanan 1 Seri No.lu Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması Hakkında 6111 Sayılı Kanun Genel Tebliğinin kesinleşmiş alacakların yeniden yapılandırılmasına ilişkin açıklamaların yer aldığı “II/A- Başvuru Süresi ve Şekli” başlıklı bölümü ve 2011/3 Seri No.lu Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması Hakkında 6111 Sayılı Kanun İç Genelgesi ile de anılan Kanunun 2 nci maddesi ile ilgili  hususlara yer verilmiştir. 

Vergi davası açmaya yetkili olanlar ve dava konusu

Mükellefler ve kendilerine vergi cezası kesilenler, tarh edilen vergilere ve kesilen cezalara karşı vergi mahkemesinde dava açabilirler.

Vergi dairesi tadilat ve takdir komisyonlarınca tahmin ve takdir olunan matrahlara karşı vergi mahkemesinde dava açabilir.

Belediyelerde dava açma yetkisini belediye adına varidat müdürü, olmayan yerlerde hesap işleri müdürü veya o görevi yapan kullanır.

Yargı Kararı:Mali müşavirin vergi zıyaına iştiraki hk

ÖZET: Serbest muhasebecinin, mali müşavirliğini yaptığı yükümlü şirket adına 2 tane yevmiye defteri tasdik ettirerek, usulsüz tasdik edilen defteri incelemeye ibraz ettiği, şirketin maliyet kayıtlarına alınan sahte faturaları çıkarıp yerine başka bir şirketin gerçek teslime dayanmayan faturalarını kaydettiği saptanmıştır. Davacı adına yükümlü şirket tarafından sahte fatura kullanılması eylemine iştirak etmesi nedeniyle kesilen vergi zıyaı cezasında hukuka aykırılık yoktur.

Bağımlı çalışan mali müşavir birden fazla şirketin beyannamelerini imzalayabilir mi?

Soru: Bağımlı çalışan mali müşavir birden fazla şirketin beyannamelerini imzalayabilir mi?

Cevap: 213 sayılı Vergi Usul Kanununa   4008 sayılı Kanunun 6 ncı maddesiyle eklenen mükerrer 227 nci madde ile Maliye Bakanlığı, vergi beyannamelerinin 3568 sayılı Kanuna göre yetki almış serbest muhasebeci , serbest muhasebeci mali müşavir ve yeminli mali müşavirler tarafından da imzalanması mecburiyetini getirmeye, bu mecburiyeti beyanname çeşitleri, mükellef grupları ve faaliyet konuları itibariyle ayrı ayrı uygulatmaya ve buna ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkili kılınmış ve bu yetkiye dayanılarak

İndirimli Orana Tabi İşlem Dolayısıyla Yüklenilen KDV’nin Kapsamı ve Özellik Arz Eden Hususlar

İndirimli orana tabi işlemlerden kaynaklanan ve indirim yoluyla giderilemeyen verginin iadesinde, bu işlemlerin bünyesine giren KDV tutarlarının hesaplanması oldukça önem arz etmektedir.
 I- GİRİŞ
Mükellefler, iade hakkı doğuran işlemlerle ilgili olarak yüklendikleri katma değer vergisini doğru olarak hesaplamak zorundadırlar. Yüklenilen KDV’nin hesaplanmasından maksat, vergilendirme dönemleri itibariyle gerçekleşen iadeye konu işlemle ilgili olarak satın aldıkları mal ve hizmetler, genel giderler ve amortismana tabi iktisadi kıymetler dolayısıyla yüklenilen KDV’lerin doğru olarak tespit edilmesidir

Vergi Dairesi Ne Zaman Aramalı İnceleme Yapar?

Vergi incelemesinden maksat ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamaktır. 

Aramalı vergi incelemesi neden ve ne zaman yapılır. Vergi incelemesinde uygulanacak usul ve esaslara ilişkin düzenlemelere VUK’nun 134’ncü ile 141’nci maddeleri arasında yer verilmiştir. Ancak yine VUK’nun 142’nci maddesinde de aramalı vergi incelemesine ilişkin özel düzenlemelere yer verilmiştir.

Ceza ödemeden stokları düzeltin, "Stok affının avantajları neler?"

 
Vergi affının matrah artırımı ve borçların yapılandırılmasına ilişkin süresi bir aylık uzatmayla sona ermişti.

Ancak kanunun getirdiği diğer avantajlardan faydalanmak için henüz süre bitmedi. Özellikle envanter yapmaya müsait emtia satan, ortaklar veya kasa hesapları normalin üstünde büyük rakamlar gösteren firmalar kayıtlarını fiili durumlarına uydurmak için güzel fırsat yakalamış durumda. Matrah artırımına gidip incelemelerden azad olma seçeneğini, karşılaşacakları yüksek maliyet sebebiyle kullanamayan firmaların bu

İmzalanan kâğıdın vergisi


Yeni bir vergi mi geldi diye düşünmeyin. En eski vergilerden biri olan Damga Vergisi'nden bahsediyorum. Yaşı ortanın üzerinde olanlar bilirler büfelerde veya kırtasiye dükkânlarında damga pulu satılırdı. Düzenlenen senetlere, kira kontratlarına veya sözleşmelere satın alınan pullar yapıştırılır ve böylece Damga Vergisi de ödenmiş olurdu. Neyse ki Damga Vergisi'ni pul yapıştırmak suretiyle ödeme şekli kaldırıldı.
Tabii konumuz damga pulu değil.
Damga Vergisi.

26 Haziran 2011 Pazar

Uzlaşılamadığında ayrıca tebliğ gerekli mi?


Mükelleflerin tarhiyat sonrası uzlaşmaya başvurup uzlaşma sağlanması halinde, üzerinde uzlaşılan vergi ve cezalar kesinlik kazanıyor. Bunlarla ilgili olarak hiçbir yere şikayette bulunulamıyor ve dava açılamıyor.
Uzlaşma sağlanamadığında ise mükellefin dava açma hakkı bulunuyor. Uzlaşma süreci nedeniyle dava açma süresi bitmişse mükellefin 15 içinde dava açması gerekiyor. Süre 15 günden az kalmışsa, kalan süre 15 güne tamamlanıyor. Kalan süre 15 gün ve daha fazlaysa, olağan süre içinde dava açılması gerekiyor.

Anonim Şirketlerde Sermaye Kaybı ve Borca Batık Olma 2

“T.T.K.na  Göre Sermaye Kaybı ve Borca Batıklık” başlıklı yazımda, 6762 sayılı yürürlükte olan Türk Ticaret Kanunu’nun 324.maddesi olan şirketlerin mali durumunun bozulması halini, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girecek 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 376. ve 377. maddeleri olan sermaye kaybı ve borca batık olma durumunu incelemiştik.

Söz konusu yazıyı okumak için lütfen burayı tıklayın.
Bu yazıda ise teknik iflas diye isimlendirilebilecek bu konuya muhasebe açısından bakmaya çalışacağım.

Fazla Çalışmada Onay / Muvafakat Süreci (işçilerden her takvim yılı başında alınması gereken, fazla çalışmalara ilişkin yazılı onay/muvafakat belgeleri olmaksızın yaptırılacak olan fazla çalışmalarda, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 41. maddesine aykırılıktan dolayı, aynı kanunun 102/c maddesi gereğince, 2011 yılı içerisinde, her işçi için ayrı ayrı olmak üzere, 219,00 TL idari para cezasının uygulanacağını söylemekte de fayda vardır. )

İşyerlerinde ekonomik, sektörel ve dönemsel birçok nedenden ötürü, üretim süreci üzerinde oluşan baskıların, çalışma sürelerinin giderek daha sıklıkla farklılaşmasına ve dönüşmesine; bu bağlamda da çalışma yaşamında fazla çalışma olgusuyla giderek daha yoğun olarak karşılaşılmasına neden olduğu söylenebilir.

I- GİRİŞ
Bu noktada, işyerlerinde uygulanmakta olan fazla çalışmalar, birçok belirsizliği de beraberinde getirebilmekte ve bu durum, işçiler ve işverenler arasındaki çalışma barışını yıpratıcı bir niteliğe bürünebilmektedir.

Gümrükte uzlaşma müessesesi ve bazı öneriler

Yapılan son değişiklikle uzun zamandır beklenen "Uzlaşma" müessesesi, gümrük mevzuatımıza girmiş bulunuyor.

Yeni düzenlemeye göre; uzlaşman konusu; beyan ile gümrük idaresince yapılan tespit sonucunda belirlenen farklılıklara ilişkin tebliğ edilen gümrük vergileri alacakları ile bu kanunda ve ilgili diğer kanunlarda öngörülen cezalar oluyor.

25 Haziran 2011 Cumartesi

Mali Tatilde Muhasebe kayıt süreleri, Bildirme süreleri, Dava açma süreleri


Mali Tatilde İşlemeyen (Duran) Süreler-2

5604 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin (3) numaralı fıkrasında, “Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre belirli sürelerde yapılması gereken muhasebe kayıt süreleri, bildirim süreleri ve vergiyle ilgili işlemlere ilişkin dava açma süreleri malî tatil süresince işlemez. Belirtilen süreler malî tatilin bitiminden itibaren tekrar işlemeye başlar.” hükmüne yer verilmiştir.

Söz konusu fıkra hükmü doğrultusunda;

İşe iade davası sürerken işçinin farklı bir işyerinde işe başlaması dava sürecini etkiler mi?

İş Kanunu kapsamında, otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.

Sosyal sigortalarda ‘iş kazası’

İş kazası, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 13’üncü maddesinin birinci fıkrasında sayılan hal ve durumları sonucunda meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen özre uğratan olaydır. 

24 Haziran 2011 Cuma

YENİ TTK’NIN YÜRÜRLÜLÜK VE UYGULAMA TARİHİ

YENİ TTK’NIN YÜRÜRLÜLÜK VE UYGULAMA TARİHİ

Yeni Türk Ticaret Kanunu genel olarak 01/07/2012’de yürürlüğe girecektir.
Ancak; Türkiye Denetim Standartlarının belirlenmesine yönelik Geçici 2’nci ve denetçilerin denetimine
yönelik Geçici 3’ncü Maddesi Yasanın yayım tarihi olan 14/02/2011,
Her sermaye şirketine bir internet sitesi açma veya internet sitesi zaten mevcutsa, internet

ÖNEMLİ DUYURU : İşkur İl Müdürlüğü Aylık İşgücü Çizelgelerinin Web'den verilmesi zorunluluğu hakkında duyurusu

10 ve daha fazla işçi istihdam eden firmaların ilgili ayın Aylık İşgücü Çizelgesini takip eden ayın sonuna kadar İŞKUR portalı ortamında (www.iskur.gov.tr) sisteme aktarması gerekmektedir.

Ancak sistem üzerinde yapılan kontrollerde çok sayıda firmanın Aylık İşgücü Çizelgelerini sistem üyelikleri üzerinden portala kaydetmedikleri tespit edilmiştir.

Oda mensuplarınızın, sistem üyelikleri üzerinden mükellefi oldukları firmaların Aylık İşgücü Çizelgesini kontrol etmeleri, eksik ayların işlenmesi önem taşımaktadır.

Portala kaydedilen geçmiş aylara ait çizelgeler için herhangi bir idari para cezası uygulanmayacaktır.

15 Temmuz 2011 kadar sözkonusu eksik çizelgelerin sisteme işlenmesi için süre öngörülmüştür.

18 Temmuz 2011 tarihi itibariyle eksik çizelgelere muhatap firmalar için yasal işlem süreci başlatılacaktır.

Konunun önemi dolayısıyla yukarıdaki mesajın web sitenizden oda mensuplarına duyurulması, ayrıca e-posta ortamnıdan üyelerinize iletilmesini,

Gereğini ve bilgilerinizi rica ederim.

Kasım TİLKİ
İl Müdürü

twitter.com/vergivekanunla
http://vergikanunhaberleri.blogspot.com/

Ücret Hesap Pusulası Düzenlemenin Önemi (Hesap Pusulası Düzenlememe Cezası 411,00 TL)

Genel Bilgi

Ücret işçi açısından bir gelir unsuru, işveren açısından ise önemli bir maliyet unsudur. Bu sebeple ücretin miktarı ile ücretten yapılan kesintilerin doğru ve eksiksiz olarak belirlenerek açık bir şekilde gösterilmesi taraflar (işçi-işveren) açısından önemlidir. Ücretin ve ücretten yapılan kesintilerin gösterilmesi ise 4857 sayılı İş Kanunu’nun 37. maddesinde açıklanan ücret hesap pusulası ile mümkündür.

Vergide beklenen düzenlemeler

Ülkemizde her yıl ortalama altı-yedi önemli vergi kanunu çıkmaktadır. Çeşitli kanunların içinde yer alan büyüklü küçüklü çok sayıda vergi düzenlemesi bu sayıya dahil değildir.

1. Vergide 2011 yılında neler yapıldı?
2011 yılında geniş kitleleri ilgilendiren önemli bir vergi ve prim affı kanunu çıkmıştır. Kapsamında; kamuya olan borçların yapılandırılması, matrah artırımı ve stok, ortaklardan alacaklar ve kasa hesabı düzeltmeleri olan bu kanunun uygulaması devam etmektedir.
Bu yıl ayrıca, teknoloji bölgelerinde uygulanan teşviklerle ilgili önemli düzenlemeler yapılmıştır. Yapılan düzenlemelerle, bölgelerdeki mevcut teşviklerin süreleri uzatılmış, teşviklerin kapsamına bölgede çalışan destek personeli dahil edilmiş, personelin bölge dışında geçen sürelere ilişkin ücretleri teşviklerden yararlanır hale getirilmiştir.

Blog Arşivi