Facebook Takip edebilirsiniz

31 Ocak 2012 Salı

YENİ TTK Şirketin Borca Batık Olması

 

Şirketin Borca Batık Olması



ŞİRKETİN BORCA BATIK OLMASI HALİNDE YÖNETİM KURULUNUN YAPACAĞI GÖREVLER (TTK Mad: 376/3)

Yeni Ticaret Kanununun 376ncı maddesinin üçüncü fıkrasında, şirketin borca batık olması durumunda uygulanacak esaslara yer verilmiştir.

“ Borca batık olma hali”, şirket aktifleri yıllık bilançoda olduğu defter (iktisap) değerleri ile değil, gerçek (olası satış değerleri) değerleriyle değerlemeye tabi tutulsalar bile alacaklıların alacaklarını alamamaları, yani şirketin borç ve taahhütlerini karşılayamaz durumda olmasıdır.

Şirketin borca batık olduğunu, yıllık bilançodan, aylık, üç aylık, altı aylık hesap durumlarından denetçinin veya erken teşhis komitesinin raporlarından, yönetim kurulunun belirlemesinden anlamak mümkündür.

Borca batık durumunun işaretlerini alan yönetim kurulunun, aktiflerin olası satış değeri üzerinden bir ara bilanço düzenleyerek denetçiye vermesi gerekir.

Yönetim kurulu ayrıca işletmenin devamı esasına göre (aktif ve pasiflerin, faaliyetine devam eden bir işletme esas alınarak değerlendirilmesi) bir bilanço daha çıkarmak zorundadır.

Varlıkların olası satış değerlerine göre çıkarılan bilanço, şirketin iflası için yönetim kurulunun mahkemeye başvurmasına gerek olup olmadığını ortaya koyacaktır.

Aktif ve pasiflerin işletmenin sürekliliğine göre değerlendirilerek çıkarılan bilanço işletmenin borca batık olma durumuna rağmen bazı olgular, beklentiler, etkisini yitiren sebepler dolayısıyla bu şirketin yaşama ümidinin var olup olmadığını ortaya koyacaktır. Örneğin ilk yıllarda yapılan yatırım harcamaları nedeniyle borca batık duruma düşen bir şirket ileriki yıllarda iyi kar edeceğinin ümidinin yüksek olması mümkündür.

Ara bilançolar, Kanunun üçüncü bölümünde (Denetleme) düzenlenen ve nitelikleri 400üncü maddede belirtilen denetçiler tarafından incelenerek değerlendirilir.

Bilindiği üzere, anılan 400üncü maddede denetçi, ortakları, yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci mali müşavir ünvanını taşıyan bir bağımsız denetleme kuruluşu olabilmektedir.

Denetçi, ara bilanço üzerindeki incelemesini yedi gün içinde tamamlayarak önerilerini bir rapor halinde bir yönetim kuruluna vermesi gerekir. Bu rapor yönetim mahkemeye başvuruda bulunmasına gerek olup olmadığına karar verme açısından önemlidir.

Denetçinin raporundan aktiflerin, şirket alacaklılarının alacaklarını karşılamaya yetmediğinin anlaşılması halinde, yönetim kurulu, bu durumu şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesine bildirir ve şirketin iflasını ister.

Ancak şirket hakkında iflas kararı verilmesinden önce, şirketi borca batık olmaktan kurtaracak tutarda, şirketten alacaklı olanların, alacaklarının sırasının diğer tüm alacaklıların sırasından sonraki sıraya konulmasını yazılı olarak kabul ederler ve bu beyanın ve sözleşmenin yerindeliği gerçekliği ve yeterliliği yönetim kurulu tarafından iflas isteminin bildirildiği mahkemece atanan bilirkişilerce de doğrulanır ise,  yönetim kurulunun mahkemeye başvurma zorunluluğu da ortadan kalkar. Aksi halde mahkemeye bilirkişi incelemesi için yapılmış başvuru, iflas bildirimi olarak kabul edilir. Şirket alacaklılarının aynı zamanda şirketin pay sahibi olmaları halinde, şirketin iflası veya alacaklarını erteleme seçeneklerini değerlendirebilirler.

Kaynak: http://vergi.com.tr/makale/3867/sirketin-borca-batik-olmasi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Blog Arşivi