Facebook Takip edebilirsiniz

30 Eylül 2012 Pazar

Asıl sorun sistemin kurgusunda… / Metin TAŞ – Sezgin ÖZCAN

 

Asıl sorun sistemin kurgusunda…

Başbakan'ın bir gazetecinin sorusuna; 'zengine ek vergi düşünülebilir' yönünde cevap vermesi, yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi. Başta TÜSİAD olmak üzere bazı sivil toplum kuruluşları konu hakkında görüş açıklamaya başladılar...
Zenginden ek vergi alınması yönündeki bir yaklaşım, sadece günü kurtarma işlevi görebilir. Vergi gelirlerini artırma konusundaki en ciddi engel kayıtdışı ekonomidir. Kayıtdışı ekonomi, politikacıların, akademisyenlerin, meslek mensuplarının ve ilgili diğer kişilerin sıkça kullandıkları bir söz. Kayıtdışı ekonomi konusu, birçok akademik çalışmaya konu olmasının yanında, siyasi partilerin programlarına da yansımış durumda.

KAYITDIŞI EKONOMİ NEDİR?
Kayıtdışı ekonomi, kara para, uyuşturucu gibi ceza hukukunun suç olarak tanımladığı faaliyetlerin yanında faaliyetin icrası suç oluşturmamasına rağmen, faaliyetlerin kamu otoritesinin bilgisi dışında bırakılmasını da ifade ediyor.

Faaliyetin kendisinin suç olarak tanımlandığı faaliyetlerde, bu faaliyetin yetkili mercilere bildirilmemesi olağan bir durum. Uyuşturucu ticaretiyle uğraşan bir kimsenin bu faaliyetini vergi dairesine ya da sosyal güvenlik kurumuna bildirmesi beklenemez.
Serbest olan faaliyetlerin kayıtdışı yapılması ise genellikle, vergi ve prim maliyetlerini sıfırlamak ya da azaltmak amacıyla başvurulan bir yol durumunda. Yani, kayıtdışı ekonominin temelinde parasal çıkarların artırılması olgusu yatıyor.

ETKİLERİ
Kayıtdışı ekonominin, ekonomi ve toplum üzerinde birçok olumsuz etkileri bulunmaktadır. Bunlar kısaca;

- Vergi adaletsizliğine neden olarak gelir dağılımını bozması,
- Toplumda, vergi ödeyenle ödemeyen arasında çatışmaya neden olması,
- Vergi ödeyenlerin, ödemeyenleri dikkate alarak bunun doğal bir unsurmuş gibi algılamaya başlaması ve toplumda vergi bilincinin bu nedenle azalmaya başlaması,
- Vergi veren ve vermeyen ticaret erbabı arasında haksız rekabete neden olması,
- Toplanmayan vergi hasılatı nedeniyle vergi gelirlerinde oluşan erozyon,
- Toplanamayan vergi hasılatı nedeniyle artan kamu açıklarının daha çok borçlanmaya ve daha çok faiz ödemesine, buna bağlı olarak ekonomik istikrarsızlığa, enflasyona neden olması,
- Kayıtdışı çalışanların, sosyal güvenceden ve sigortadan yoksun kalması, toplanmayan sigorta primleri nedeniyle, sosyal güvenlik açıklarının daha da artmasıdır.

NE YAPILMALI?
Kayıtdışı ekonomiyle mücadele için nelerin yapılabileceği konusunda açıklanan görüşlerin çok fazla ortak özelliği var. Ancak asıl mesele vergi sisteminin kurgusunda. Harcama ve servetin kaynağının sorgulanmasına olanak sağlamayan bir vergi sisteminin başarılı olması mümkün değil. Dünyanın hiçbir yerinde bu kurguya sahip olup başarı sağlamış bir örnek yok.

Vergi mükelleflerinin harcama ve tasarruflarının kaynağını beyan ettikleri gelirle açıklamasını yapabilmelerine olanak sağlayacak bir yapı oluşturulmadıkça sistemin beklenen sonuçları vermesi söz konusu bile olamaz. Basit bir ifadeyle söylemek gerekirse maliye mükellefler 'nereden buldun' diyebilmeli ve kaynağın açıklanamaması halinde de yaptırım uygulayabilmelidir.

AKLINIZDA BULUNSUN

Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru harca tabi

ANAYASA Mahkemesinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 75. maddesi ile Harçlar Kanununa bağlı (1) sayılı tarifenin 'A) Mahkeme Harçları' bölümünün 'I- Başvurma Harcı' maddesine eklenen dördüncü fıkra ile Anayasa Mahkemesi'ne yapılacak olan bireysel başvurular da harç kapsamına alındı. Konu ile ilgili olarak 25 Eylül 2012 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 68 Seri Nolu Harçlar Kanunu Genel Tebliği'ne göre; bireysel başvuru harcının başvurudan önce başvuru yapılabilecek yerlerden birine makbuz karşılığı ödenmesi gerekmektedir. Diğer taraftan, söz konusu başvuru harcının Gelir İdaresi Başkanlığı ile anlaşması bankalar aracılığıyla ödenmesi de mümkün bulunuyor. 2012 yılında yapılacak başvurular için 172,50 TL harç alınacak.

Emeklilik için prim şartını yerine getirmesi yeterli
DOĞUM tarihi 01.12.1959, sigorta başlangıcı 01.02.0986, 1490 gün prim ödemesi olan bayan normal ve 3600 günle ne zaman emekli olabilir? A. Çetinkaya 4/a (SSK) statüsünden emeklilik için 20 yıllık sigortalılık süresi, 42 yaş ve 5075 prim günü şartlarına tabi. 20 yıllık sigortalılık süresini ve 42 yaşını doldurmuş. Prim ödemesini 5075 güne tamamladığı tarihte normal emekli olur.

Yaştan emeklilik için gereken 15 yıllık sigortalılık süresi, 50 yaş ve 3600 prim günü şartlarından en son 3600 prim günü şartını 24.05.2011 tarihinden sonra tamamlayabileceğinden, yaştan emeklilik için 58 yaş şartına tabi. 3600 prim gününü doldurması için gereken yaklaşık 6 yıllık sürede 58 yaşını da doldurmuş olacağından 3600 prim gününü tamamlayacağı tarihte yaştan emekli olmaya hak kazanır.

Çalışma koşulları değişiklik yapılması
ÇALIŞTIĞIM işyerinde çalışma koşulları değiştiği için istifa ederek işten ayrıldım. Dilekçemde kıdem tazminatı ile ilgili konudan hiç bahsetmedim, bu durumda kıdem tazminatı alabilir miyim? H. Erkuş

Çalışma koşullarında esaslı değişiklik yapılması işçiye işten ayrılma hakkı vermez, yapılan değişikliği kabul etmeme hakkı verir. İşçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz, işçi mevcut işine devam eder. Ancak işveren değişikliğin geçerli bir nedene dayandığını veya fesih için başka bir geçerli nedenin bulunduğunu yazılı olarak açıklamak suretiyle iş sözleşmesini bildirim süresine uymak koşuluyla feshedebilir. İşçi de bu durumda kıdem tazminatına hak kazanır.

GÜNÜN SÖZÜ
'Nerde bir türkü söyleyen görürsen korkma yanına otur. Çünkü kötü insanların türküleri yoktur.' Neşet Ertaş


http://www.aksam.com.tr/asil-sorun-sistemin-kurgusunda...-7909y.html

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Blog Arşivi