Facebook Takip edebilirsiniz

7 Ocak 2015 Çarşamba

Patron fazla mesai için işçiden onay almak zorunda

 Patron fazla mesai için işçiden onay almak zorunda
İş Kanunu uyarınca fazla mesai yaptırılacak işçiden onay alınması şart... İşçi kendisine zorla fazla mesai yaptırılması halinde ise istifa edip eğer hak etmişse dava yoluyla kıdem tazminatını alabilir.
 
YILBAŞIYLA birlikte işyerlerinin çoğunda fazla mesailerle ilgili çalışanlardan yazılı onay alınması süreci başladı. İş Kanunu uyarınca fazla mesai yaptırılacak işçiden onay alınması şart. Fakat bu onayın yazılı olması gerektiği yönündeki hüküm bir yönetmelik hükmü. Bu nedenle onayın mutlaka yazılı olması gerektiğini söylemek mümkün değil. İşçinin çalıştığı süre boyunca bir kez fazla mesai yapmış olması fazla mesaiye onay verdiği anlamına gelebiliyor. Dolayısıyla işçiler fazla mesaide çok dikkatli olmak zorundalar.
 
FAZLA MESAİ ZORUNLU OLAMAZ
 
İşçiden fazla mesai için yazılı bir onay alınıyorsa bu onayın her yılın başında yenilenmesi gerekiyor. Dolayısıyla işçilerin özlük dosyalarında her yıl için o yıl fazla mesai yapılmasına rıza gösterdiğine dair onayın bulunması gerekiyor. Fakat bu konuda uygulama ve Yargıtay kararları bazen işçilerin aleyhine olabiliyor. Fazla mesai yapılması için işçinin onayının alınmasının şart olduğu konusunda görüş birliği söz konusu. Dolayısıyla işçinin onayı olmaksızın işverenin işçiye fazla mesai yaptırması mümkün değil. İşçi kendisine zorla fazla mesai yaptırılması durumunda istifa edip eğer hak etmişse dava yoluyla kıdem tazminatını alabilir. Fakat böyle bir durumda ispat yükü işçide olacağı için işçinin işverenin kendisinden fazla mesaiye kalmasını talep ettiğini ispat etmesi gerekir.
 
KONTROL EDİN
 
Diğer yandan fazla mesai yaptığı halde karşılığı olarak fazla mesai yaptığı her bir saat için saatlik ücretinin yüzde 50 fazlasını alamayan işçi de istifa ederek kıdem tazminatını alabilir. Fakat bu noktada işçilerin dikkat etmesi gereken nokta, çoğu kez işverenler işe girişlerde fazla mesaiye dair onayı peşinen almaktadırlar. İşçinin iş sözleşmesinde fazla mesaiye rıza gösterildiğine dair bir hüküm varsa bu hüküm iş sözleşmesinin sonuna kadar geçerlidir. Yani işçi işe girerken bu yönde bir muvafakat vermişse her yıl yazılı onayının alınmasına gerek yoktur ve işverenin fazla mesai taleplerine işçinin uyması gerekir. Bu nedenle işçilerin işe girerken imzaladıkları iş sözleşmelerini dikkatlice kontrol etmeleri gerekiyor.
 
BİR KEZ KALDIYSA...
 
İşçilerin fazla mesai konusunda onay verirken çok dikkatli olmaları gerekiyor. Çünkü bu konudaki Yargıtay kararları işçinin bir kez fazla mesaiye kalmış olmasını işçinin fazla mesaiye onay verdiği anlamına geldiği yönünde. Örneğin Yargıtay 2007 yılında verdiği bir kararında işçiden fazla çalışma için önceden onay alınmamış olsa dahi, daha önce fazla mesai yapan ve ücreti tam olarak ödenen işçinin daha sonraki bir tarihte fazla çalışmaya kalmak istememesinin geçerli bir fesih nedeni olduğuna karar vermiş.
 
TAZMİNATSIZ ÇIKARILABİLİR
 
DİĞER yandan işçinin fazla mesaiye dair yazılı onayı varsa fazla mesai yükümlülüğü doğmaktadır. Yani fazla mesaiye yazılı onay vermiş bir işçi işverenin fazla mesai taleplerine uymak zorundadır. Fakat işverenin fazla mesai talep ettiği gün veya saatte işçinin fazla mesaiye kalmamak için haklı bir mazereti varsa bu kez işçi fazla mesaiye kalmayabilir. İşçinin fazla mesaiye muvafakati varsa ve haklı bir mazereti olmaksızın fazla mesaiye kalmazsa iş sözleşmesi tazminatsız feshedebilir.
 
270 SINIRI AŞILAMAZ
 
İŞ Kanunu'na İlişkin Fazla Çalışma ve Fazla Sürelerle Çalışma Yönetmeliği uyarınca bir işçiye yılda 270 saatten fazla fazla mesai yaptırılamaz. Yani işveren farklı işyerlerinde veya farklı işlerde de olsa aynı işçiye bir yılda 270 saatten daha fazla fazla mesai yaptıramaz. Diğer yandan aynı yönetmelik hükümleri uyarınca yarım saatten az fazla mesailer yarım saat, yarım saati aşan fazla mesailer ise bir saat olarak değerlendirilir. Yani işçiye 15 dakika fazla mesai yaptırılmışsa yarım saat, 45 dakika fazla mesai yaptırılmışsa 1 saatlik ücret ödenmesi ve yıllık sürenin hesabında bu kriterler uyarınca hesap yapılması gerekmektedir.
 
4 SORU 4 CEVAP
 
GELİR TESTİNE GEREK YOK
 
Soru: Özel sektörde çalışıyordum işten çıkartıldım 2 senedir de işsizim, eşim sigortalı olarak çalışıyor. Bu durumda gelir testi yaptırmam gerekiyor mu? Bu işlemleri yapmazsam ceza çıkabilir mi? (Serkan Tosun)
 
Cevap: Eşinizin sigortalı olması nedeniyle onun bakmakla yükümlü olduğu kişi durumundasınız. Dolayısıyla gelir testi yaptırmanıza gerek yok.
 
MALULLÜK İÇİN 10 YIL ŞART
 
Soru: 2013 Temmuz'da testis kanserine yakalandım ve tek testisim alındı. Ameliyattan 3 ay sonra karın içi lenf bezlerine nüksetti ve kemoterapi aldım. Tedavim tamamlandı ancak hala 2 yıl nüks tehlikesi var. Bu durumda tam malullük hakki alamıyorum ama 18 ay alabilir miyim? (Hakan Önel)
 
Cevap: Kanser hastalığına yakalanan kişiler tanıdan sonra 18 ay boyunca malul sayılıyorlar. Fakat malullük aylığı alabilmeniz için en az 10 yıldır sigortalı olmanız ve adınıza 1.800 gün sigorta primi ödenmiş olması gerekmektedir.
 
HAKKINI SÜRE AŞIMINA UĞRADI
 
Soru: Eylül 1996'da astsubay olarak çalışmaya başladım. 14 Ekim 2014'te ise istifa ettim. Kasım 2014'te şirket kurdum. Astsubay emeklisi olabilir miyim? Eğer şirket üzerinden devam edersem Bağkur emeklisi olacağım. (Serkan Güven)
 
Cevap: Bu hakkınızı kullanabilirdiniz fakat bunu istifa ettikten sonra 6 ay içerisinde başvurarak kullanmanız gerekiyordu. Bu süreyi geçirdiğiniz için isteğe bağlı iştirakçi olamazsınız.
 
DOĞUMLARINI BORÇLANABİLİR
 
Soru: Eşim 1993'te işe başladı, 1998'de ilk doğumu yaptı. 2004'e kadar 3368 prim gün kadar çalıştı. 2005'te ikinci doğumu, 2006'da üçüncü doğumu yaptı. Şu an çalışmıyor. Emeklilik için ne yapmalıyız? (Yalçın Yazıcıoğlu)
 
Cevap: Doğumlarını borçlanabilir. Bu sayede prim ödeme gün sayısını artırabilir. Doğum borçlanmasını 31 Aralık'a kadar yapsaydınız, asgari ücret 1 Ocak'ta artacağı için kârlı olurdunuz. OKAN GÜRAY BÜLBÜL / AKŞAM

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Blog Arşivi